Tek Gazetesi - Haber Sitesi - Son Dakika Haberleri

Sayfa Adresi : https://www.tekgazetesi.com/haber-detay/11489_erdogan-dan-ozel-e-uyari-levhalarina-dikkat-et-bir

GÜNDEM

Tümü

Erdoğan’dan Özel’e: Uyarı levhalarına dikkat et... Bir an önce etkin pişmanlıktan faydalanın

(4 Saat, 18 Dakika önce) 56 İzlenme 0 Yorum
Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP yönetimini “arpalığa çevirdikleri belediyelerin kaynaklarıyla semirenler” sözleriyle hedef aldı. Ana muhalefetin yolsuzluklara “canlı kalkan” olduğunu öne sürdü, “ Sayın Özel ve CHP yönetiminin yanlışta ısrar etmekten bir an önce vazgeçip etkin pişmanlıktan faydanlanması gerektiğine inanıyoruz” dedi. CHP içindeki kaset iddialarına ve parti içi kavgalara işaret ederek, tabloyu “pembe dizi”ye benzetti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında CHP'yi sert sözlerle eleştirdi. Bayram günlerinde bile toplumu ayrıştırıcı bir siyaset izlediğini öne sürdüğü ana muhalefet partisi için “Etkin pişmanlıktan faydalanmaları gerekir” dedi. CHP’yi belediyeler üzerinden yolsuzlukla suçlayan Erdoğan, Özgür Özel’in mazot üzerinden yaptığı eleştirileri de “matematik bilgisinin siyasetçiliği kadar yetersiz olduğunu gösteriyor” diyerek yanıtladı. Asgari ücretle alınabilen mazot miktarının arttığını savundu, yatırım taahhütlü kredi destek paketinin 500 milyar liraya çıkarıldığını açıkladı.

 

Dış politika gündeminde ise Gazze’de 620 gündür süren saldırıları “soykırım” olarak niteleyen Erdoğan, İsrail Başbakanı Netanyahu’nun “Hitler’i geride bıraktığını” söyledi. İran’a yönelik İsrail saldırılarının meşruiyetsiz olduğunu belirten Erdoğan, Tahran’ın kendini savunma hakkına sahip olduğunu vurguladı. Türkiye’nin diplomasinin ve hakkaniyetin yanında olduğunu söyleyen Erdoğan, Batı dünyasının sessizliğini “katliama ortaklık” olarak değerlendirdi.

Erdoğan'ın partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada öne çıkanlar şöyle:

İslam dünyası olarak ortak bir hissiyatta buluştuğumuz bir bayramı da geride bıraktık. Gazze'de 620 gündür yaşanan soykırım ve katliamlar sebebiyle yine buruk geçirdiğimiz Kurban Bayramı'nızı da tekrar tebrik ediyorum. Malumunuz bayram günleri insanımızın milli ve manevi değerleri en güçlü biçimde yaşadığı ve yaşattığı günlerdir. Bayramlar milletçe birlik ve beraberliğimizin perçinlendiğim müstesna zaman dilimleridir. AK Parti teşkilatlarımız ve belediyelerimiz her bayramda olduğu gibi Kurban Bayramı'nda da tam kadro sahadaydı. Belediyelerimiz ihtiyaç sahiplerinin kapısını çalarak kardeşlik görevimizi ifa etti. 783 bin kilometrekarelik vatan topraklarının her karışında bayramın manasına uygun şekilde idrak edilmesi için canla başla çalışan teşkilat mensuplarımıza şükranlarımı iletiyorum.

Tabi burada samimi bir üzüntümü de sizinle paylaşmak istiyorum. 86 milyonun siyasi farklılıklarını, anlaşmazlıklarını ve küskünlüklerini bir yana bırakıp muhabbetle kucaklaştığı ve helalleştiği bayram günlerinde ana muhalefet partisinin kendisini millet ayrıştırması bu mübarek günlerin ruhuna uygun olmayan bir davranıştır. İstanbul'a çöreklenmiş bir avuç haraminin güdümünde bir türlü buradan çıkamayan ana muhalefetin durumu demokrasimize de Türk siyasetine de asla yakışmamaktadır. Bir düşman hukukundan bahsedilecekse asıl düşman hukuku budur. Bayramlarda dahi gerilimi, kavgayı körüklemeyi vahim bir hata olarak görülüyoruz. Toplumdan ayrışarak siyaset yapılmaz, yapılsa dahi hiçbir hayır gelmez. Ana muhalefet partisi yönetimi uyarı levhalarına dikkat edip kendilerine çeki düzen vermek yerine maalesef içine sürüklendikleri anaforda daha fazla dibe batıyor. Arpalığa çevirdikleri belediyelerin kaynaklarıyla semirenler, ana muhalefeti yolsuzluklarına canlı kalkan yaparak Türk siyasetini de enfekte ediyor. Biz bu tabloyu doğru bulmuyoruz. Sayın Özel ve CHP yönetiminin yanlışta ısrar etmekten bir önce vazgeçip etkin pişmanlıktan faydalanması gerektiğine inanıyoruz.

Sadece CHP'nin değil, Türk demokrasinin buna ihtiyacı vardı. Ana muhalefet partisinin aylardır kim kimin yüzüne tükürecek tartışmasıyla meşgul olmasını biz ülkemiz adına utanç verici buluyoruz. Karşımızdaki manzara tam olarak şöyledir; Biri çıkıp diğerine çaldın diyor, diğeri sen büyük çaldın diyor. Yabancı istihbarat örgütlerinin oyuncağı olmuş tetikçilere kasetler el altından servis ediliyor. Şaibe iddialarına her gün yenileri ekleniyor. Daha 2 yıl öncesine kadar yere göğe sığdıramadıkları cumhurbaşkanı adaylarına en ağır hakaretler ve tehditler savruluyor. Ya Allah aşkına, böyle bir siyasi parti olur mu? Türkiye'nin ana muhalefet partisini mi yoksa entrikalarla ve ihanetlerle dolu bir pembe dizi mi seyrediyoruz, inanın biz de karıştırır olduk. O kadar acınası bir durumdalar ki şecaat arz ederken sirkatlerini itiraf etmeye başladılar.

ÖZEL’İN MAZOT HESABINA YANIT

Dün Sayın Özel çıkmış, mazot şişesi üzerinden çeşitli hesaplar yapıyor. Doğrusu ben petrol istasyonu yönettiğini bilmiyordum, eczacı olduğunu biliyordum. Aslında selefi hesap uzmanı olması dolayısıyla bu konularda biraz daha maharetliydi. Hoş, onun da sesi soluğu artık çıkmaz oldu. Ancak Sayın Özel'in temel matematik bilgisinin tıpkı siyasetçiliği gibi pek iç açıcı olmadığı anlaşılıyor. Madem hesap makinası yerine mazot bidonuyla gezmeye başladı, biz de buradan Sayın Özel'e kısa bir mazot hesabı yapalım. Şimdi bakınız değerli kardeşlerim, göreve geldiğimizde asgari ücret 184 liraydı. Bununla sadece 170 litre mazot alınabiliyordu. Yani asgari ücretle çalışan bir kardeşimiz şayet bir arabası varsa bir aylık geliriyle deposunu dört kez fulleyebiliyordu.

Biz bunu 2015 yılında 290 litreye çıkardık. Bugün ise asgari ücretle tam 445 litre mazot alınabiliyor. Asgari ücret alan bir vatandaşımız arabasının deposunu ayda 10 kez doldurabiliyor. Aynı oranlar dolar bazında yapılacak karşılaştırmada da geçerlidir.

Her alanda olduğu gibi asgari ücretin alım gücünde de 2002'ye kıyasla ciddi bir iyileşme söz konusu. Ama bu, her şey güllük gülistanlık demek elbette değildir. Hayat pahalılığı kaynaklı her türlü sıkıntının farkındayız. Buna çözüm bulmak için başarılı bir ekonomik program uyguluyoruz. Enflasyonla mücadelede mevzi kazandıkça inşallah 86 milyonun tamamının refahını, alım gücünü ve hayat standardını daha da yükselteceğiz.

500 MİLYAR LİRALIK YATIRIM DESTEĞİ AÇIKLAMASI

Üretim ekonomimizin lokomotifi olan sanayici, yatırımcı ve ihracatçılarımızı çeşitli teşvik paketleriyle destekliyoruz. Merkez Bankamız, asgari 1 milyar Türk lirası tutarındaki orta yüksek ve yüksek teknolojili yatırımlara 2 yıl ana para ödemesiz, azami 10 yıl vade ve azami 10 milyar Türk Lirası tutarında yatırım taahhütlü avans kredisi kullandırıyor. Şimdi yeni bir adım daha atıyoruz. Program büyüklüğünü, burası çok önemli, 300 milyar liradan yüzde 70 artışla toplam 500 milyar liraya çıkartıyoruz. Cari açığın kapanmasına ve fiyat istikrarına katkı sunan yatırımlara inşallah daha güçlü destek olacağız. Hayırlı uğurlu olsun diyorum.

Biz hükümet olarak her alanda olduğu gibi ekonomide de ne yaptığımızı ve nasıl netice alacağımızı gayet iyi biliyoruz. Burada dingil kırmış kamyon şoförü misali ne yapacağını bilemeyen yalnızca CHP Genel Başkanı Sayın Özel'dir. Sayın Özel'e tavsiyem; kendini fazla yormasın, çok fazla hırpalamasın. Dış politika ve ekonomi gibi acemisi olduğu konularda kürsüden atıp tutmak yerine çok iyi bildiği meselelerden bahsetsin. Mesela, toplanmayan çöplerden, yanan otobüslerden, çalışmayan merdivenlerden, ödenmeyen Sosyal Güvenlik Kurumu borçlarından bahsetsin. Mesela, kapı dışarı edilen işçilerden, hısım akraba çiftliğine çevirdikleri için iflasın eşiğine getirdikleri belediyelerden bahsetsin. Mesela, şişirilmiş konser faturalarıyla soyulan beytülmaldan bahsetsin. Şayet yüreği yetiyorsa çıksın İstanbul'un yağmalanan kaynaklarından bahsetsin. Alınan rüşvetlerden, kesilen haraçlardan bahsetsin. Milletten topladıkları paralarla besledikleri trol ordularından bahsetsin.

Yıllarca şeffaflık diyerek mangalda kül bırakmazken kameralara bant çekerek neyi saklamaya çalıştıklarından bahsetsin. Değilse yaptığı her konuşma gündemi saptırmaktan ibaret kalacaktır. Sayın Özel'in patronaj ilişkisinden kendisini ve partisini kurtarmasını ve en kısa zamanda Türkiye'nin gerçek meselelerine geri dönmesini ümit ediyoruz. Bunu yapması hem kendi ruh sağlığı için hem partisi için hem de CHP'ye oy veren milyonlarca vatandaşımız için fevkalade yararlı olacaktır. Çünkü kendi problemlerini çözemeyenlerin Türkiye'nin sorunlarına çözüm bulmaları da mümkün değildir. Ülkenin ve dünyanın sıcak gündeminden kopan bir parti, dış politika ve güvenlik başta olmak üzere milli konularda inisiyatif alamaz. Türkiye tüm enerjisini ve kapasitesini bekasına yönelik meselelere ayırması gereken çok hassas bir dönemden geçiyor. Stratejik önemi bugün daha iyi anlaşılan terörsüz Türkiye sürecimizin hedefine suhuletle ulaşması için uzlaşıya, iş birliğine, birlikte çalışma ruhunun geliştirilmesine ihtiyacımız var. Milletin sorumluluğunu taşıyan insanlar olarak hep beraber, özellikle yüce Meclis çatısı altında ortak bir irade ortaya koymamız lazım. CHP dahil, grubu bulunan tüm partilerin bu dönemde yüksek bir hassasiyet ve sorumluluk bilinciyle hareket etmelerini bekliyoruz. Hangi görüşte olursa olsun, milletimizin siyaset kurumundan talebinin de bu yönde tecelli ettiğini müşahede ediyoruz. Milletimiz siyasetçilerden şahsi ikbal kavgası vermelerini değil, sorunlarıyla hemhal olmasını istiyor. Ana Muhalefet Partisi başta olmak üzere herkesi bu noktada sağduyulu davranmaya davet ediyorum. Meseleye bu zaviyeden bakan bütün siyasi aktörlere de şimdiden milletin kürsüsünden teşekkür ediyorum.

İsrail'in Filistin'de sürdürdüğü işgal ve katliam politikaları 7 Ekim 2023 sonrasında farklı bir boyuta geçerek toplu kıyıma en sonunda da soykırıma dönüştü. 620 gündür artarak devam eden vahşette çoğu çocuk ve kadın 55 binden fazla Gazzeli masum hayatını kaybetti, 128 binden fazla kardeşimiz yaralandı. İsrail'in saldırıları şu an da çok daha vahim bir boyut kazanmış durumda. Yüzde 80'i enkaz halinde olan Gazze'de hayata tutunmaya çalışan masum sivil tamamen açlığa, susuzluğa ve ilaçsızlığa mahkum ediyor. Bu yetmezmiş gibi İsrail yardım noktalarına yığılan mazlumların üzerine mermi, bomba yağdırıyor. İkinci Dünya Savaşı'nın en dehşetli fotoğrafları, videoları bugün Gazze'den gelen fotoğrafların yanında çok masum kalıyor.

"İRAN KENDİNİ SAVUNMA HAKKINA SAHİPTİR"

Avrupa'daki o Holokost sürecinde Gazze'deki gibi görüntüler ulaşmamıştır. Netanyahu, soykırım suçunda zalim Hitler'i çoktan geride bırakmıştır. Umarız akıbetleri olmaz, er ya da geç uluslararası bağımsız bir yargının önüne çıkar, yaptıklarıyla yüzleşir ve işlediği cinayetlerin katliamların hesabını bu dünyada verir. İsrail bir yandan Gazze'de soykırım suçu işlerken diğer yanda Lübnan'a, Suriye'ye Yemen'e saldırdı. Batı Şeria'da her gün sivil yerleşim yerlerine saldırıyor. Bütün bunlar yetmezmiş gibi İsrail, İran'daki bazı hedeflere saldırarak, İran içinde suikastlar düzenleyerek haydutluk sahasını bir az daha genişletti. İran'ın İsrail'in bu haydutluğu karşısında kendisini savunması son derece doğal, meşru, hukuki bir haktır. İran, hukuk tanımayan, kural tanımayan, ilkesi olmayan, gözü dönmüş bir ülke tarafından çok açık bir şekilde saldırıya uğramıştır.

Bu saldırılar İran'ın nükleer müzakereleri devam ederken düzenlenmiştir. Kendisi nükleer silahlara sahip olan üstelik nükleer çalışmalarında hiçbir uluslararası kuralı tanımayan İsrail, müzakerelerin bitmesini beklemeden tam olarak terör eylemi gerçekleştirmiştir. Yapılan bu saldırganlık karşısında başta Birleşmiş Milletler olmak üzere uluslararası kurumlar ve devletler sessiz kalmakta hatta bazıları bu haydutluğa destek vermektedir. Gazze'de tam 620 gündür insanlığın utancı olan bir tablo yaşanırken sükut edenler ateş tüm bölgemize yayılırken yine derin bir sessizliğe bürünmüşlerdir. Bu kural tanımazlık, bu devlet terörü karşısında olup bitine sessiz kalmak özellikle rıza göstermektir. Sessiz kalanlarında eline anlına öldürülen bebeklerin çocukların kanı sıçramıştır ve o kan lekesi asla temizlenmeyecektir.

Bu kan ve utanç lekesi sadece Netanyahu'nun eline, alnına değil; sadece onu destekleyen Siyonistlerin eline, alnına değil; aynı zamanda susan, sessiz kalan, tepkisiz kalan herkesin eline, alnına, varsa vicdanına da bulaşmıştır. Hem Gazze hem Suriye Lübnan, Yemen'e hem de komşumuz İran'a yönelik bu insanlık dışı saldırganlığın durması için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz.

'BİZ ÇATIŞMANIN DEĞİL DİPLOMASİNİN TARAFINDAYIZ'


Tıpkı son 23 yılda karşı karşıya kaldığımız diğer çatışmalarda olduğu gibi İsrail'in İran'a yönelik terör saldırılarını da çok yakından takip ediyoruz. Bu saldırıların Türkiye'ye olası etkileri konusunda bütün kurumlarımız, ilgili bütün arkadaşlarımız teyakkuz halinde. Her türlü olumsuzluğa, her türlü senaryoya karşı hazırlıklarımızı yaptık ve yapıyoruz. Bir defa şunu herkesin bilmesi lazım, biz bakkal işletmiyoruz. Dünyanın en büyük ülkelerinden birini, Türkiye Cumhuriyeti'ni yönetiyoruz. Devlet tecrübemiz, tarihi derinliğimiz, millet olarak yüzyıllara sari birikimimiz bu sürecin idaresinde bizim en büyük referans kaynağımızdır. İktidar sorumluluğu içi boş söylemleri, hamaseti, polemiği kaldırmaz. Sırtında yumurta küfesi olmayanların söylemleriyle hareket edemeyiz.

Daha düne kadar İsrail'in gönüllü avukatlığına soyunup utanmadan, sıkılmadan Hamas'a terör örgütü diyenlerin kışkırtmalarını zaten muhatap almıyoruz. Meclis açılış hitabımda İsrail'in artan saldırganlığına dikkat çektiğimiz için bizi acımasızca eleştirenlere bugün bize akıl vermek, bizim hassasiyetimizi sorgulamak değil, şayet zerre miskal öz saygıları kaldıysa hatalarını kabul edip bizden özür dilemek düşer. Biz attığımız ve atacağımız adımları daha burunlarının dibini görmekten aciz bu vizyonsuzların tavsiyelerine göre değil, Türkiye Cumhuriyeti'ne yakışan devlet ciddiyetiyle belirliyoruz. Biz çatışmanın, şiddetin, zulmün tarafında değil; hakkın, adaletin, diyalog ve diplomasinin tarafındayız.

 


YORUMLAR

Yorum Yaz
Bu habere daha önce yorum yapan olmadı.
Şimdi ilk yorumu sen yaz.!
ARŞİV
GAZETE MANŞETLERİ
KARİKATÜR KÖŞESİ
ANKETLER
Seçili anket bulunmamaktadır
Bu ankete toplam kişi katıldı.