DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın çağrısı ve örgütün silahsızlanma kararıyla başlayan yeni sürecin durağanlaştığını belirterek, bu tıkanıklığın ancak TBMM’de yasama yetkisine sahip bir komisyonla aşılabileceğini ifade etti. DW Türkçe’ye konuşan Hatimoğulları, çözüm sürecinin taraflar arasında karşılıklı somut adımlarla ilerletilmesi gerektiğini vurguladı.
Süreci başlatan açıklamaları yapan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi anımsatan Hatimoğulları, Bahçeli’nin “zaman kaybedilmeden somutlaşmalı” sözlerine atıf yaparak, devlet ve siyasi aktörlerin süreçte ilerleme gerekliliğini gördüğünü savundu.
“PKK silahsızlanma yönünde kongre yaptı, örgüt fesih kararı aldı. Ancak bu süreç karşılıklı adımlarla ilerleyebilir. PKK tarafı, hukuki bir sürecin başlamasını bekliyor. Demokratik siyasetin görevi bu süreci ilerletmek ve toplumsallaştırmaktır,” diyen Hatimoğulları, barışa giden yolda yasal ve kurumsal zeminin güçlendirilmesinin önemine dikkat çekti.
“KARAR YETKİSİ OLAN MECLİS KOMİSYONU KURULMALI”
Hatimoğulları, MHP lideri Bahçeli’nin gündeme getirdiği 100 kişilik komisyon önerisini hatırlatarak, bunun sıradan bir araştırma komisyonu değil, yetkiyle donatılmış bir yapı olması gerektiğini söyledi: “Bu komisyon, Kürt meselesinin çözümünde tarihsel bir rol oynayabilir. Sadece rapor hazırlayan değil, karar alabilen bir mekanizma kurulmalı.”
Komisyonun kurulması yönünde Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’tan beklentileri olduğunu belirten Hatimoğulları, henüz somut bir adım atılmadığını ve sürecin beklemeye alındığını dile getirdi.
“ORTADOĞU’DAKİ GELİŞMELER TÜRKİYE’NİN İÇ BARIŞI İÇİN UYARICI”
Ortadoğu’da yaşanan İsrail-İran gerilimi gibi gelişmelerin Türkiye’nin iç barışını daha acil bir konu haline getirdiğini ifade eden Hatimoğulları, “Türkiye'nin güçlü bir aktör olabilmesinin önündeki en büyük engel Kürt sorunudur. Bu sorun çözülmeden Türkiye’nin bölgedeki etkisi sınırlı kalacaktır” dedi.
Bahçeli’nin DEM Parti’ye yönelik sürpriz selamlaşması ve açıklamalarını da sürecin bir parçası olarak değerlendiren Hatimoğulları, devletin bazı kanatlarının barışçıl çözüm arayışına açık olduğunu savundu.
“SÜREÇ MUHALEFETSİZ İLERLEYEMEZ”
Hatimoğulları, hükümetin zaman zaman muhalefeti sürecin dışında bırakma eğilimine girmesini eleştirerek, “Türkiye 86 milyonluk bir ülkeyse bunun yarısı muhalefettir. Toplumun tüm kesimlerinin sürece dahil edilmesi gerekir. Bu süreç muhalefetsiz olmaz” ifadelerini kullandı.
Ayrıca AİHM kararlarına rağmen Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın cezaevinde tutulmasını “hukuksuzluk” olarak nitelendiren Hatimoğulları, bu isimlerin demokratik çözüm sürecine katkı sunabilecek nitelikte olduğunu belirtti.
“DEMOKRATİK ANAYASA İÇİN ÖNCE ÖZGÜRLÜK VE GÜVENLİK”
Yeni anayasa tartışmalarına da değinen Hatimoğulları, mevcut baskı ortamında demokratik bir anayasanın yapılamayacağını dile getirerek, düşünce ve ifade özgürlüğünün güvence altına alınması gerektiğini vurguladı. “Tweet atanların dahi gözaltına alınma korkusu yaşadığı bir ortamda demokratik anayasa yapım sürecinden söz edilemez,” diyen Hatimoğulları, önce demokratik zemin oluşturulması gerektiğini belirtti.
