KENAN CAN ÇALIŞKAN
Cumhurbaşkanlığı Genelgesi ile 2023 yılı ‘Âşık Veysel Yılı’ ilan edildi. Bu kararın ardında ise elbette 2023’ün büyük ozanın 50’nci vefat yıldönümü olması vardı. Bu kapsamda, yılın ilk altı ayında Aşık Veysel ile ilgili birçok konsere şahitlik ettik. Fakat ‘Aşık Veysel’ yılına yakışan anlamlı çalışmalardan biri okurların ‘Anadolu Tasavvufu7 isimli kitabıyla tanıdığı Akın Gülyurt’tan geldi. Yazar Gülyurt’un ‘Veysel’ kitabı haziran ayında Lejand Kitap tarafından okura sunuldu. Yazar olmasının yanı sıra kendisi de ‘çalıp söyleyen’ bir yazar olan Gülyurt’un kitabı, büyük ozan Aşık Veysel’in sadece hayat hikayesini aktarmaması, tasavvufi yönünü ön plana çıkararak, felsefi, dinî ve politik duruşunu da incelemesiyle öne çıkıyor.
Gülyurt ile, büyük ozana yönelik biyografik çalışmalarda farklı bir pencereyi aralayan kitabı hakkında KARAR okurları için konuştuk.
Okurlar sizi ‘Anadolu Tasavvufu’ isimli kitabınızdan tanıyor. ‘Veysel’ kitabınız da raflarda yerini aldı şimdi. Aradaki ilişkiyi okurlar fark edecektir. Siz ne dersiniz?
‘Veysel’ biyografik bir kitap gibi görünüyor. Âşık Veysel’in hayatıyla ilgili bir bölüm var kitapta ama daha çok onun yetiştiği ortam, tasavvufi kavrayışı, andığı şahsiyetler üzerinden felsefi ve dinî tutumu, son olarak politik tutumunu ele alan bir inceleme. Veysel’in tasavvufi yönü ön plana çıkıyor yani. Tasavvuf derken nasıl bir tasavvuf? Onu da gayet açık bir şekilde vurguluyorum. ‘Şeriatötesi’ diye nitelendirdiğim, sevgi temelli ve evrenselliğe varan bir tasavvuf anlayışından bahsediyoruz. Anadolu’da adeta daha özel bir kıvamda maya tuttuğu için ‘Anadolu tasavvufu’ diye kavramsallaştırılan bir tutum. Veysel de birçok ozan gibi bu anlayışın içerisinden geliyor. Ve onu daha da özgün bir şekilde yorumluyor. Dolayısıyla ‘Anadolu Tasavvufu’ ve ‘Veysel’ kitapları aynı özü dile getiriyor tabii.
Bu anlayışın başat konulardaki yaklaşımlarını özetliyorsunuz kitaplarınızda.
Evet, öncelikle tanrı anlayışı ve ona bağlı olarak tabiat ve insan anlayışı... Varlığın birliği düşüncesine dayalı bir yaşam felsefesi söz konusu aslında. Dolayısıyla tabiata yaklaşımdan mülkiyete, müzikten şiire, sevgiden dostluğa her konuda kendini gösteriyor. Ozanlar bu anlayışı en yalın ve içten hâliyle aktarıyor. Veysel de bu ozanlardan... Son olmasa da yakın dönemde yaşamış en çok bilinen ozan...
’GÖSTERMELİK ANILSALAR DA AŞIKLAR SONSUZ’’
Üzerine çok yazılan, eserleri çokça seslendirilen bir ozan... Siz nasıl bir duygu ve motivasyonla kaleme aldınız kitabınızı?
Veysel kendimi bildim bileli gönülden bağlı olduğum bir ozan... Birçok açıdan elbette... Onun mekteb-i irfan diye nitelenen meclislerden ve tabiattan özümsediği bilgeliği en sade hâliyle aktarması ilk olarak beni etkileyen husus. İçerisinden geldiği âşıklık geleneği, Alevi ve Bektaşilik ya da Anadolu tasavvufu zaten gönül verdiğim ve naçizane üzerine okuyup yazdığım alanlar. Veysel tüm bu gelenekleri özümseyip yeniden özgün bir kıvamda yorumlamış. Bu açıdan da oldukça ilgimi çekmekte. Ve tüm bunlarla birlikte hem dönem hem anlayış olarak tam bir Cumhuriyet ozanı. Köy Enstitüleri’nde öğretmenlik yapmış, gençlerle olduğu kadar dönemin yazar ve sanatçılarıyla da Cumhuriyet ikliminde bir arada olmuş. Bu da onu besleyen ve onun aktardığı değerlerin önemli bir bölümü. Bu yönlerinin hiç biri ihmal edilmeden ele alınırsa Veysel’i anlamaya yaklaşılabilir ancak. Elbette üzerine çok yazılması, bu yılın Âşık Veysel yılı ilan edilmesi popülerlik/gelip geçerlik açısından beni biraz düşündürdü, ancak gönülden bağlılığım baskın çıkarak bu kitabı meydana getirdi. Yıllar geçse de kimileri göstermelik olarak ansa da aşk ve âşıklar sonsuz bana göre. Bu cihetten Veysel’in hakkaniyetli olarak özünden saptırmadan daha çok anılması gerektiğini düşünüyorum. Küçük bir katkım olabildiyse ne âlâ.
Veysel’in duruşunu, deyişlerinde ismini andığı şahsiyetler üzerinden de anlamaya davet ediyorsunuz. Bu isimler kilit noktalar mı?
Kilitten ziyade anahtar aslında. Deyişlerinin tamamını incelediğinizde özellikle andığı isimler Hacı Bektaş, Mevlana, Yunus Emre, Hallacı Mansur, Karacaoğlan, Ömer Hayyam, Neyzen Tevfik. Bu isimleri anması onun Anadolu tasavvufu diye adlandırdığımız ve sevgi/aşk temelli bir bilgeliğin temsilcisi olduğunun en belirgin göstergesi. Mustafa Kemal Atatürk’ü sık sık anması da onun diğer bir yönünü, zorlu mücadelelerden sonra kurulan Türkiye Cumhuriyeti’ne ve onun yenilikçi/aydınlık tavrına olan sevgisinin tezahürüdür.
‘BİR BÜLBÜL GİBİ GÜL AŞKIYLA ŞAKIDI DURDU’
Akın Gülyurt’un ‘Veysel’ çalışması okurlarına edebiyatımızın usta yazarlarından Sadık Yalsızuçanlar, Aşık Veysel türkülerinin günümüzdeki güçlü yorumcusu, halk müziği sanatçısı Cengiz Özkan ve halk bilimci Doç. Dr. Bülent Akıncı’nın şu ifadeleri ile takdim edildi:
SADIK YALSIZUÇANLAR: Çağdaş halk şiirinin büyük bilgesi Âşık Veysel’in diline, irfan dünyasına ve üzerinde emeği olanlara ilişkin bu değerli kitabı yazdığı için Akın Gülyurt’a şükran borçluyuz. “Anılmazdı Veysel adı / O sana âşık olmasa” demişti Veysel. Bir bülbül gibi Gül aşkıyla şakıdı durdu çileli yaşamı boyunca. Baş gözü kapalı, içgörüsü tümüyle açıktı. Ehl-i Beyt-i Mustafa’nın kutlu izindeydi. Bütün insanlara o unutulmaz öğüdü hâlâ kulaklarımızda, gönlümüzde çınlıyor: “Veysel bakma sağa sola / Sen Allah’tan birlik dile / İkilikten gelir bela / Dava insanlık davası.”
CENGİZ ÖZKAN: Anadolu’nun derdiyle dertlenen, Anadolu’nun dedesi, yol ulusu, yol göstericisi, sağaltıcısı, dilimizin hamurkârı, gönül eri sultanı büyük ozan, şair, öğretmen, tasavvuf ehli, cumhuriyet âşığı ozanımız Âşık Veysel Şatıroğlu’na selam ve hürmetle... Bu güzide kitabı bizlerle buluşturan Akın Gülyurt kardeşimin güzel gönlüne ve emeğine sağlık. Hizmeti kabul, yolu açık olsun.
DOÇ. DR. BÜLENT AKINCI: Türlü çiçeklerden bal yapan arının inleyen avazı misali sazının sedasında ve söz deryasına dalıp çıkardığı incilerinin sonsuzluğa uzanan yolculuğunda, ulu ozan Âşık Veysel’i duyanlara ve duyuranlara aşk olsun.
KAPAK RESMİNDE USTA RESSAM İMZASI
Kitabınız içeriğiyle ve Veysel’e yakışır yalınlığıyla birlikte kapak görseli, alanında usta isimlerin arka kapaktaki samimi cümleleri, kitabın sonunda yer alan özenle seçilmiş Veysel deyişleriyle de dikkat çekiyor.
Çok teşekkür ederim. Aşkı en güzel âşık anlatır, derler. O yüzden genelde sözü bizzat Veysel Baba’ya bırakmaya çalıştım. Biz aşkı aktaran âşıkların aktarıcısı, yollarının tozuyuz. Bu vesileyle özenli çalışmaları dolayısıyla Lejand Kitap’a ve kapak resmi için kıymetli ressam Tolga Boztoprak’a tekrardan teşekkür ederim. Kitabı takdim eden güzel cümleleri için Bülent Akın, Cengiz Özkan ve Sadık Yalsızuçanlar üstadlara müteşekkirim. Veysel’e ve aşk yolunun tüm yolcularına selam ile...