Tek Gazetesi - Haber Sitesi - Son Dakika Haberleri

Sayfa Adresi : https://www.tekgazetesi.com/haber-detay/12817_simsek-bazi-sektorlerde-sikintilarimiz-var-yoktur-

GÜNDEM

Tümü

Şimşek: Bazı sektörlerde sıkıntılarımız var, 'yoktur' demiyorum

(3 Gün, 21 Saat önce) 109 İzlenme 0 Yorum
Bakan Şimşek, bir zirvede yaptığı konuşmada, bazı sektörlerdeki zorlukların bilincinde olduklarını söyledi. Konuyla ilgili olarak Şimşek, "Evet bazı sektörlerde sıkıntılarımız var, 'yoktur' demiyorum. Onlara karşı asla duyarsız değiliz. O sektörel zorlukları birlikte aşacağız" dedi.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, İstanbul Finans Merkezi Ziraat Bankası Genel Müdürlük Oditoryumu'nda düzenlenen Dünya Gazetesi Ekonomi Zirvesi'nde yaptığı konuşmada, küresel ve ulusal ekonomik görünüme dair değerlendirmelerde bulundu. Bakan Şimşek, bazı sektörlerde yaşanan sıkıntıların farkında olduklarını belirterek, bu zorluklara karşı duyarsız olmadıklarını ve desteklerinin artarak devam edeceğini ifade etti.

"BAZI SIKINTILARIMIZ VAR, 'YOK' DEMİYORUM"

Bakan Şimşek, "Dolayısıyla evet bazı sektörlerde sıkıntılarımız var, 'yoktur' demiyorum. Onlara karşı asla duyarsız değiliz. O sektörel zorlukları birlikte aşacağız. Biz yardımcı oluyoruz, yardımcı olacağız, daha çok olacağız. Birlikte o zorlukları aşacağız, ama aynı zamanda yeni ufuklara doğru da yol alacağız" şeklinde konuştu.

KÜRESEL EKONOMİDEKİ GELİŞMELER

Konuşmasında küresel ekonomideki gelişmelere değinen Şimşek, ABD-Çin arasındaki anlaşmanın gerilimi önemli ölçüde azaltacak nitelikte olduğunu, dezenflasyondaki düşüşün sürdüğünü ve emtia fiyatlarının göreceli olarak istikrarlı gittiğini söyledi. Küresel finansal koşulların Türkiye ve benzeri ekonomileri daha destekleyici bir noktada olduğunu dile getirdi.

Şimşek, dünya ekonomilerinin yüksek borçluluk ve yaşlılık kriziyle karşı karşıya kaldığını, bu noktada Türkiye'nin istisna olduğunu kaydetti. Ayrıca jeopolitik gerilimler, sıcak çatışmalar ve iklim değişikliği gibi olumsuzlukların küresel ekonomide yol açtığı zorluklardan bahsetti. Türkiye'nin ihracat pazarlarında sınırlı da olsa bir toparlanmanın söz konusu olduğunu, Avrupa, Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerinin Türkiye için önem arz ettiğini vurguladı.

"KORUMACILIĞA KARŞI TÜRKİYE'NİN DAYANIKLILIĞI"

Bakan Şimşek, artan korumacılığın küresel büyümeyi aşağıda tutan önemli bir faktör olduğuna işaret ederek, Türkiye'nin bu duruma karşı nispeten daha dayanıklı olduğunu savundu. Şimşek, "Bizim ihracatımızın yüzde 62'si serbest ticaret anlaşmalarımızın olduğu ve kural bazlı ticaret yaptığımız ülkelere gidiyor. Geriye kalan ihracatımızın da önemli bir kısmı yakın coğrafyaya gidiyor. Yani ya kural bazlı ticaret yapıyoruz ya da dost ve yakın coğrafyalara mal ve hizmet sunuyoruz" açıklamasını yaptı.

Bakan Şimşek, Türkiye'nin küresel ekonomideki rekabet gücünü artıracak dört temel avantaja dikkat çekti:

  1. HİZMET İHRACATINDAKİ POTANSİYEL: Turizm, inşaat, teknik müşavirlik, yazılım, oyun, dizi ihracatı ve sağlık turizminde önemli potansiyellerin bulunduğunu belirten Şimşek, hizmet ihracatındaki güçlenme potansiyelinin tahmin edilenin çok ötesinde olduğunu söyledi.

  2. DÜŞÜK BORÇLULUK ORANI: Türkiye'nin düşük borçluluk oranının yapısal dönüşüm ve reformların hayata geçirilmesinde büyük katkı sunacağını, verimliliği artıracak altyapı yatırımlarının yapılmasına imkan sağladığını vurguladı. Üretim üslerinin limanlara demir yoluyla bağlanmasının en büyük öncelikleri olduğunu kaydetti.

  3. DEMOGRAFİK FIRSAT PENCERESİ: Türkiye'nin genç ve çalışma çağındaki nüfusunun artmaya devam edecek olması ve kadınların işgücüne katılımının artırılacak olmasının öneminden bahseden Şimşek, Türkiye'nin en azından önümüzdeki 20 yıl için bir demografik fırsat penceresine sahip olduğunu dile getirdi. Dünya nüfusunun yaşlanmasının Türkiye için sağlık turizmi ve yaşlı bakım hizmetleri (Gümüş Ekonomi) gibi fırsatlar içerdiğini anlattı.

  4. İLERİ TEKNOLOJİ VE DİJİTAL ALTYAPI: Üretken yapay zekanın geliri artırma avantajlarından, endüstriyel robot kullanımında ve yapay zekaya hazırlıkta Türkiye'nin hızlı yükselişinden bahsetti. Dijital altyapıyı geliştirmek için fiber kapasitesinin artırılması, 5G+ yatırımları, büyük ölçekli veri merkezleri kurulması ve nükleer enerjiye yatırım yapılması gibi somut adımlar atılacağını ifade etti.

SAVUNMA SANAYİSİNDE YÜKSEK İHRACAT HEDEFİ

Bakan Şimşek, savunma sanayisindeki gelişmelere de değindi. Türkiye'nin bu sektörde 100 binden fazla kişinin çalıştığı 1400'e yakın projenin bulunduğunu belirtti.

Şimşek, "Bundan yine 20-25 yıl önce Türkiye'nin savunma sanayisi ihracatı yok denecek kadar azdı. Bugün Türkiye 10 milyar dolar ihracata doğru giden bir ülke konumunda. Eylül itibarıyla yıllıklandırılmış ihracat 8,4 milyar doların üzerine çıktı" dedi. Türkiye'nin eskiden dünyanın en büyük ithalatçılarından birisiyken, geçen sene 11. sırada olduğunu ve bu sene veya önümüzdeki sene dünyada ihracatta ilk 10'a doğru hızlı yol katettiğini söyledi.

EKONOMİ PROGRAMININ ANA HEDEFLERİ

Şimşek, şu anda yürüttükleri programın ana hedefinin "sürdürülebilir yüksek büyüme ve daha adil gelir dağılımı" olduğunun altını çizdi. Bu hedefe giden yolda ise üç ana öncelik belirlediklerini söyledi: Fiyat istikrarı, mali disiplin ve sürdürülebilir dış denge.

Bakan Şimşek, bu öncelikleri kalıcı hale getirecek yapısal dönüşüm bileşenlerini ise sanayide dönüşüm, yeşil dönüşüm, dijital dönüşüm, üretken altyapı yatırımları ve kamu maliyesi reformları olarak sıraladı.

Bakan Şimşek'in açıklamaları şu şekilde:

"Peki Türkiye ne durumda? Küresel ticaretteki korumacılığa karşı ülkemiz nispeten daha dayanıklı. Ne demek bu? Bir kere bizim ihracatımızın yüzde 62'si serbest ticaret anlaşmalarımızın olduğu ve kural bazlı ticaret yaptığımız ülkelere gidiyor. Bu değerli bir kazanım. Geriye kalan ihracatımızın da önemli bir kısmı yakın coğrafyaya gidiyor. Yani dost ve yakın coğrafyalara gidiyor. Yani Orta Asya, Orta Doğu, Kuzey Afrika. Buralarla biz hem dostuz hem coğrafi anlamda yakınız. Yani ya kural bazlı ticaret yapıyoruz ya da dost ve yakın coğrafyalara mal ve hizmet sunuyoruz.

Şu anda dünyada önemli bir hizmet ihracatçısıyız ama bu pozisyonumuzu güçlendirme potansiyelimiz tahmin edilenin çok ötesinde. Bugün yaptığımız bütün reformlar, yatırımlar aslında bu bileşeni çok daha güçlü bir şekilde devreye almamızı sağlayacak.

Türkiye'de borçluluk oranının düşük olması yapısal dönüşümün ve yapısal reformların hayata geçirilmesinde büyük katkı sunacak. Verimliliği artıracak altyapıya yatırımlarının yapılmasına imkan sağlıyor. Örneğin üretim üstlerinin, organize sanayi bölgelerinin limanlara demir yoluyla bağlanması şu anda en büyük önceliğimiz. Kaynak olmazsa, çok borçluysanız bunu yapabilir misiniz?

Bu sayede Türkiye en azından önümüzdeki 20 yıl için bir demografik fırsat penceresine sahip diye düşünüyoruz. O açıdan burada kaygılanacak bir şey yok ama bizim için büyük fırsatlar içeriyor dünya nüfusunun yaşlanması. Nedir bu fırsatlar? Sağlık turizmi ve yaşlı bakım hizmetleri. Dünyada buna gümüş ekonomi deniliyor.

Dolayısıyla dünyada tehditler var ama hepsini Türkiye için doğru bir kurgu ve modelle, birlikte işbirliği yaparak, doğru tespitlerle çözebiliriz. Birlikte bu sorunların üstesinden gelerek fırsatlara dönüştüreceğiz.

Bundan yine 20-25 yıl önce Türkiye'nin savunma sanayisi ihracatı yok denecek kadar azdı. Bugün Türkiye 10 milyar dolar ihracata doğru giden bir ülke konumunda. Eylül itibarıyla yıllıklandırılmış ihracat 8,4 milyar doların üzerine çıktı. Türkiye eskiden dünyanın en büyük ithalatçılarından birisiyken şu anda dünyada ihracatta ilk 10'a doğru hızlı yol katediyor. Geçen sene 11. sıradaydık. Bu sene veya önümüzdeki sene ilk 10'a girmiş olacağız. Daha yeni İspanya Türkiye'den 3 milyar doların üzerinde bir tutarla Hürjet alımını onayladı.

Dolayısıyla evet bazı sektörlerde sıkıntılarımız var, 'yoktur' demiyorum. Onlara karşı asla duyarsız değiliz. O sektörel zorlukları birlikte aşacağız. Biz yardımcı oluyoruz, yardımcı olacağız, daha çok olacağız. Birlikte o zorlukları aşacağız. Ama aynı zamanda yeni ufuklara doğru da yol alacağız.

Küresel finansal koşullar daha destekleyici. Korumacılığa karşı dirençli bir yapımız var. Hizmet ihracatında güçlü bir avantaja sahibiz. Borçluluğumuz düşük, demografik avantajımız duruyor ve biz bununla dönüşümü başaracağız.

Bir de bunları kalıcı hale getirecek yapısal dönüşüm. Yani sanayide dönüşüm, yeşil dönüşüm, dijital dönüşüm, üretken altyapı yatırımları ve kamu maliyesi reformları. Bütün bunların amacı verimlilik artışı yoluyla rekabet gücünü artırarak Türkiye'nin büyüme potansiyelini yükseltmek. Bizim program bu. Yani bu program sadece para politikası üzerinden yürümüyor. Diğer bileşenler de peyderpey güçlü bir şekilde devrede."

 


YORUMLAR

Yorum Yaz
Bu habere daha önce yorum yapan olmadı.
Şimdi ilk yorumu sen yaz.!
ARŞİV
GAZETE MANŞETLERİ
KARİKATÜR KÖŞESİ
ANKETLER
Seçili anket bulunmamaktadır
Bu ankete toplam kişi katıldı.