DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun muhalefet partilerine yönelik “Bütünleşik Muhalefet” çağrısına mesafeli yaklaştı.
ANAHTAR Partisi Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu ile yaptığı ortak basın açıklamasında konuşan Babacan, tüm siyasi partilerle diyalog kurmayı önemsediklerini belirtti ancak iş birliğinin ancak ilke ve değer birliği temelinde mümkün olabileceğini söyledi. Babacan, “Ne olduğunu tam bilmediğimiz tek bir kavram üzerinden bu soruya cevap vermemiz mümkün değil” ifadelerini kullandı.
Ağıralioğlu ile ortak basın toplantısı düzenleyen Babacan, gazetecilerin bu yöndeki sorusuna şu cevabı verdi:
“Arkadaşlar siyasi partiler arasında diyalog ayrı bir şeydir iş birliği ayrı bir şeydir. Biz prensip olarak tüm siyasi partilerle diyalog içinde olmayı, birbirimizi anlamak ve birbirilerimizin görüşlerini karşılıklı istişare edebilmek için temas halinde olmayı çok kıymetli görüyoruz ve şu anda bizim Türkiye’de diyalog içerisinde, irtibat içerisinde olmadığımız tek bir parti var, o da iktidar partisi enteresandır. Kurulduk kuralı bayramlaşma tekliflerimiz bile reddedilmiştir, bu en son bayram dahil. Biliyorsunuz iki bayramdır Milliyetçi Hareket Partisi ile de bayramlaşma programı gerçekleştirdik, dolayısıyla diyaloğu biz çok çok önemsiyoruz. Fakat iş birliği meselesinde, iş birliğinin bir çerçevesi olur, bir amacı olur, bir ilke birliği olur, bir değer birliği olur. Dolayısıyla tek bir kelime üzerinden bütünleşik muhalefet gibi bir kavram üzerinden, ne olduğunu tam bilmediğimiz bir kavram üzerinden bu soruya cevap vermemiz mümkün değil. “
DİYALOGA EVET AMA İŞBİRLİĞİNİN PRENSİPLERİ OLUR
“Ama bizim prensibimiz nedir? Diyaloğa sonuna kadar evet, her siyasi partiyle sonuna kadar evet ama iş birliği ayrı bir konudur. Bu iş birliğinin çerçevesi konuşulur edilir. Ama şunu da söyleyeyim, tabii biz ikinci büyük kongremizle beraber DEVA partisi olarak, Türkiye’yi iki kutuplu siyasete hapsetmek istemiyoruz, vatandaşlarımızın karşısına ‘Ya onu seçeceksin ya bunu seçeceksin başka da çaren yok kusura bakma’ gibi bir tablonun sunulmasını yanlış görüyoruz dedik. Dolayısıyla bu iki kutuplu siyasete alternatif yeni bir yol, yeni bir alternatif, güçlü alternatif ya da güçlü alternatifler olması gerekiyor dedik. Ve bunu biz strateji olarak başlattık, devam ettiriyoruz. Mecliste oluşturduğumuz Yeni Yol grubu da aslında bu stratejinin bir ilk adımıdır. Tabii onun başka sayfaları olabilir ileride, dolayısıyla yani sadece manşetler üzerinden, başlıklar üzerinden bir yorum yapmayı ben doğru bulmuyorum. Biraz daha detayını anlamamız lazım…”