ABD, Donald Trump döneminde ayrıldığı UNESCO’ya yeniden katıldı. ABD ve İsrail, UNESCO’nun 2011’de Filistin’i üye devlet olarak kabul etmesinden sonra fonlamayı kesmiş, eski ABD Başkanı Trump ise, örgütü İsrail karşıtı olmakla suçlayarak 2017’de İsrail’le birlikte ABD’nin kurumdan tamamen çekildiğini duyurmuştu. ABD’nin yeni başkanı Joe Biden ise, bu yılın başlarında, Trump yönetiminin başlattığı beş yıllık bir aradan sonra geri dönme niyetini açıklamıştı. Basında yer alan haberlerde, geri dönüş niyetinin Çin’in UNESCO’nun politika oluşturma üzerindeki artan etkisine, özellikle de yapay zeka konusunda küresel standartları şekillendirmedeki rolüne ilişkin endişelerden kaynaklandığı ifade edilmişti.
Türkiye dahil toplam 195 üyesi bulunan UNESCO, misyonunu ‘eğitim, bilim ve kültür alanlarında reformları ve işbirliklerini teşvik ederek küresel barışa katkıda bulunmak’ olarak özetliyor. Türkiye, UNESCO’nun 20 kurucu üyesi arasında yer alıyor. UNESCO Kurucu Yasası (Anayasa), dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel tarafından 16 Kasım 1945 tarihinde imzalandı. Ülkemiz, 1971 yılından bu yana da UNESCO nezdinde Daimi Temsilci bulunduruyor. Filistin için yapılan 2011 tarihli üyelik oylamasına UNESCO’nun o dönemki 185 üyesinden 173’ü katıldı. Bunlardan 107’si ‘evet’, 14’ü ‘hayır’ oyu verirken, 52’si ‘çekimser’ kalmıştı. Türkiye, Filistin’in UNESCO üyeliğini öneren karar tasarısının ortak sunucuları arasında yer alarak Filistin’e aktif destek verdi.
ABD’nin yeniden üyeliğinin ardından, teşkilatı kendi amaçları için ideolojilere göre bölmeye, işbirliği ve karşılıklı yardımlaşma platformu olma özelliğine zarar vererek jeopolitik oyunlar için yeni bir arenaya dönüştürmeye çalışıp çalışmayacağı merak konusu.
ÇATIŞMA 40 YILDIR SÜRÜYOR
ABD ve UNESCO, Soğuk Savaş ve İsrail’in Filistin’i işgali dahil olmak üzere mali ve ideolojik konularda yaklaşık 40 yıldır çatışıyor. Eski Başkan Ronald Reagan, 1983’te ‘Sovyetlerin çıkarına hareket ettiği’ gerekçesiyle ABD’yi UNESCO’dan çekti, bu daha sonra 2002’de eski Başkan George W. Bush tarafından tersine çevrildi. Trump ise, ‘İsrail karşıtı önyargı’ iddialarını gerekçe göstererek teşkilattan ayrıldı. Kültürel varlıkları İsrail’in tehdidi altında olan Filistin 2011 yılında UNESCO üyesi ilan edilmesi, sadece devletlerin üye olabildiği teşkilatın Filistin’in devlet olma özelliğinin de kabulü anlamına geliyor.
UNESCO’nun bu kararının ardından ABD Filistin’in dahil olduğu hiçbir uluslararası kuruluşa mali destek veremeyeceğini, yasalarının buna izin vermediğini söyleyerek UNESCO’ya fon aktarımlarını durdurmuştu. ABD, fonlamayı durdurana kadar UNESCO bütçesinin yüzde 22’sini ödüyordu. ABD’nin fonlamayı durdurmasının ardından 2013’te Washington yönetimi ile İsrail UNESCO’daki oy kullanma haklarını kaybetmişlerdi.