Tek Gazetesi - Haber Sitesi - Son Dakika Haberleri

Sayfa Adresi : https://www.tekgazetesi.com/haber-detay/13160_-dem-parti-yi-hedef-almadim-demisti-ozel-e-bir-tep

GÜNDEM

Tümü

“Dem Parti’yi hedef almadım” demişti Özel’e bir tepki de Bakırhan'dan: Cellat defterini açacaksak hepiniz borçlu çıkarsınız

(1 Gün, 5 Saat önce) 77 İzlenme 0 Yorum
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, CHP lideri Özgür Özel’in partisine yönelik eleştirilerine cevap verdi. “Cellat defterini açacaksak, geçmişi konuşacaksak hepiniz borçlu çıkarsınız” diyerek geçmişteki ihlallerin hesabının sorulması gerektiğini vurguladı. Barış ve çözüm sürecinde tüm partileri sorumluluk almaya, toplumsal mutabakat ve şeffaflık için adım atmaya çağırdı.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in kurultay konuşmasındaki “Stockholm Sendromu” ve “celladına âşık olmak” sözlerine tepki gösteren DEM Parti, ifadeleri “akıl tutulması” olarak nitelemişti. Gelen eleştirilerin ardından Özel, DEM Parti’yi hedef almadığını, sözlerinin AK Parti ve MHP’nin Kürt seçmenlere yönelik tutumuna işaret ettiğini söyledi. DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan da partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada hem CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in "Stockholm sendromu" çıkışına yanıt verdi hem de İmralı görüşmesi, Suriye’de Alevilere yönelik saldırılar ve Kuzey ve Doğu Suriye’yle diyalog çağrıları üzerinden çözüm ve barış vurgusu yaptı.

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, partisinin TBMM grup toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulundu.

"BARIŞ YOLUNDA ÖNEMLİ BİR EŞİK AŞILDI"

Bakırhan'ın açıklamasından öne çıkan satırbaşları şöyle:

"Bu toprakların en kadim halklarından birisidir Romanlar. Onlara hoş geldiniz diyorum. Roman halkı yıllardır ciddi bir adaletsizliğe uğruyor. Sistematik olarak yoksullaştırılıyor. Mahallelerine hizmet götürülmüyor. Çocukları okullarda başka sınıflarda okutuluyor. İş başvurularında soyadları yüzünden ayrımcılığa uğruyor. Oysa Romanların kapısı herkese açıkken onlara açılan kapılar kapatılıyor.

Maruz kaldıkları hak ihlallerini buradan böyle sıralayabiliriz. Belediyeler Roman vatandaşlara hizmet üretsin. Roman dilinin ve kültürünün görünür olması sağlansın. Bu dayanışmayı eşit yurttaşlık temelinde ortak mücadeleyle yürütmeliyiz. Bu ötekileştirmeye, adaletsizliklere ve keyfi yaklaşımlara karşı herkesi mücadele etmeye çağırıyorum.

Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nun İmralı Adası'nda gerçekleştirdiği görüşme, çözüm yolunda atılmış çok önemli bir adımdır. Komisyonun Sayın Öcalan ile gerçekleştirdiği görüşme, Kürt meselesini güçlü bir siyasal zemine taşımıştır. Bu, Türkiye’deki çözüm aklının başarısıdır. Kardeşlik hukukumuzu çatışma zemininden çıkarıp yasal ve demokratik zemine kavuşturma zamanıdır. Görüşme öncesinde fırtınalar koparıldı, kıyamet senaryoları yazıldı. Peki, kıyamet mi koptu? Hayır. Aksine, barış yolunda önemli bir eşik aşıldı.

"SÖZ DEĞİL, ARTIK PRATİK ADIM ZAMANI"

Toplumsal barışın inşası için atılan bu cesur adım, çözüm zeminini daha fazla güçlendirecektir. 4 Aralık'ta komisyon yeniden toplanacak ve görüşme tutanağı komisyon üyeleriyle paylaşılacak. Sayın Öcalan'ın toplumdan saklayacağı, gizleyeceği hiçbir şey yoktur. Kendisi her türlü fikrin kamusal şeffaflık içerisinde olması gerektiğini yıllardır söylüyor. O nedenle tutanakların kamuoyuyla da paylaşılmasını, şeffaflığın sağlanmasını ve toplumun rahatlamasını istiyoruz. İktidar da, toplumsal barışın sahiplenilmesini sağlayacak hukuki ve idari düzenlemeleri acilen yapmalıdır. Söz değil, artık pratik adımlar zamanıdır.

Türkiye barış için sözünü söyledi. Artık bu sözleri hayata geçirme zamanıdır. Çünkü söz uçar; önemli olan toplumsal mutabakatı kağıda dökecek adımlar atılmasıdır. Sorumluluk Meclis’te. Bütün partileri, Kürt meselesinin çözümüne ve Türkiye’nin demokratikleşmesine sahici katkı sunmaya çağırıyorum. Bu toprakların yaralarını saran, özgürlüğü inşa eden demokratik raporlar bekliyoruz. Çözüm odaklı raporların hızlıca yasalara dönüşmesi için ilk ve tarihi sorumluluk Sayın Numan Kurtulmuş’ta ve komisyondadır.

"NE BAŞKALARININ VAGONU OLURUZ NE DE ÇÖZÜMÜ ERTELEYENLERİ MAKUL GÖRÜRÜZ"

Barış kapısı açıldığında eşikte durmak siyaset değildir. Biz bu kapıdan tüm Türkiye halklarının geçmesini, kimsenin geride kalmamasını istiyoruz. Kürt meselesi yalnızca Kürtlerin değil, 86 milyonun sorumluluğudur; çözüm de birlikte üretilmelidir. Yüzyıllık acılar ancak geniş bir toplumsal mutabakatla, tüm renklerin yer aldığı ortak akılla çözülebilir. Bu süreç bizler açısından hiçbir partiye angaje olmak değildir; ülkenin yüz yıllık meselesine çözüm arıyoruz. Bizim hattımız üçüncü yoldur: Ne başkalarının vagonu oluruz ne de çözümü erteleyenleri makul görürüz. Yolumuza ortak paydaları büyüterek, yapıcı dili koruyarak ve kararlılıkla devam edeceğiz. Ve sonunda hep birlikte barışa ulaşacağız.

Biz ortak paydaları büyütmeye çalışırken ana muhalefet partisinin lideri, partimize ve tabanımıza bazı ithamlarda bulunuyor. Öyle anlaşılıyor ki Sayın Özel, kurultay kürsüsünden bize “Stockholm sendromu” teşhisi koyuyor, “Celladına aşık olmayın” diyor. Biz de soruyoruz: Biz Meclis’te barış için yasa konuşurken, sokaklarda barışı toplumsallaştırırken, siz kürsüden neden bir halkı aşağılayıcı sözler kullanıyorsunuz? Sözü çözüm için kurmak varken, ucuz polemikler ve anlamsız kavgalara başvurmak siyasetsizliktir. Biz demokratik siyasi çözümü esas alan mücadele ve müzakere partisiyiz. Halkımız barış içinde eşit ve özgür yaşamak istiyor. Böyle bir halkı sendromla itham etmek demokratik siyaset midir? Kürt halkına saygı duymak bu mudur? Biz bu coğrafyada halklar, inançlar, devrimciler, ezilenler olarak celladı iyi tanırız. Cellatları mezarlıklarımızdan, faili meçhullerden, yakılmış köylerimizden, direndiğimiz o zindanlardan iyi biliriz. Kimse bu hafızanın üzerine ucuz metaforlarla yaklaşmasın. Cellatlığımıza soyunan çok oldu, haklısınız, ama bizi kurban yapmaya kimsenin gücü yetmedi ve yetmeyecek.

"BARIŞA VE ÇÖZÜME ORTAK OLAN KAZANIR"

Herkes çok iyi bilsin ki “cellat” defterini açacaksak, geçmişi konuşacaksak hepiniz borçlu çıkarsınız. Herkesi polemikçi ve tutarsız dilden vazgeçmeye; çözüme ve barışa katkı sunmaya çağırıyorum. Açık konuşun. Bu sorunun çözümünün karşısındaysanız, sağa sola çekmeden, yaftalamadan sözünüzü söyleyin. Ana muhalefet partisi süreç karşıtlarının çekim merkezi olmaya adaysa büyük bir yanlış yapar. Buradan iktidara yürürüm stratejisini düşünüyorsa kaybeder. Bu vesileyle bir kez daha CHP Genel Başkanlığına seçilen Sayın Özgür Özel’i tebrik ediyoruz. Başta ana muhalefet partisi olmak üzere bütün muhalefet partilerine, yüz yıllık meselenin çözümünde ellerini taşın altına koymaya, sorumluluk ve inisiyatif almaya çağırıyorum. Barışa ve çözüme ortak olan kazanır."

 


YORUMLAR

Yorum Yaz
Bu habere daha önce yorum yapan olmadı.
Şimdi ilk yorumu sen yaz.!
ARŞİV
GAZETE MANŞETLERİ
KARİKATÜR KÖŞESİ
ANKETLER
Seçili anket bulunmamaktadır
Bu ankete toplam kişi katıldı.