Türkiye'nin deprem gerçeğiyle mücadelesinde bilimsel verilerin ışığında yeni bir sayfa açılıyor. İTÜ MATAM koordinasyonunda yürütülecek kapsamlı çalışmayla, Marmara ve Ege denizlerinin tabanında henüz haritalanmamış faylar gün yüzüne çıkarılacak.
İLK SEFER ARALIK AYINDA İSTANBUL BOĞAZI'NA
Projenin detaylarını paylaşan MATAM Müdürü Prof. Dr. Cenk Yaltırak, gemi ve bilgisayar sistemlerine yönelik hazırlık süreçlerinin son aşamaya geldiğini duyurdu. RV Sermet gemisinin, planlamalarda bir aksaklık olmaması halinde Aralık ayında ilk deneme seferine çıkması bekleniyor.
Prof. Dr. Yaltırak, ilk rotanın İstanbul Boğazı olacağını belirterek, "Bu sefer, hem bilimsel ekipmanların kalibrasyon ve test edilmesi hem de Boğaz'ın taban yapısının detaylı araştırılması amacıyla kritik bir öneme sahip" değerlendirmesinde bulundu.
"MARMARA'NIN YARISINDAN FAZLASI HAKKINDA ÇOK AZ ŞEY BİLİYORUZ"
Bilim dünyasının bugüne kadar Marmara Denizi'ndeki derin çukurlara odaklandığını, ancak sığ alanların (şelf) göz ardı edildiğini vurgulayan Yaltırak, projenin temel hedefini şu sözlerle açıkladı:
"Marmara Denizi'nin eksi 100 metreden daha sığ olan ve denizin yarısından fazlasını kapsayan şelf alanları hakkında elimizde çok az veri var. Özellikle Güney Marmara şelfinde, aktif fayların yüzey izlerini keşfetmek istiyoruz. Gelecek yılın temel hedefi bu alanları incelemek olacak."
EGE'YE UZANAN GENİŞ KAPSAMLI TARAMA
Proje sadece Marmara Denizi ile sınırlı kalmayacak. Araştırma rotası Çanakkale Boğazı, Edremit Körfezi ve Dikili Boğazı’na kadar uzanan geniş bir coğrafyayı kapsayacak.
Yaklaşık 3 yıl sürmesi planlanan proje kapsamında şu kritik verilerin elde edilmesi amaçlanıyor:
-
Bugüne kadar haritalanmamış "hayalet" fayların tespiti.
-
Fayların karakteristiğinin ve deprem tekrarlama periyotlarının belirlenmesi.
-
Fayların doğayı ve yerleşim yerlerini nasıl etkileyeceğinin analizi.
DENİZ VE KARA FAYLARI "BÜTÜNLEŞİK" İNCELENECEK
Prof. Dr. Yaltırak, çalışmanın metodolojisine dair önemli bir detayın da altını çizdi. Projenin sadece deniz araştırmalarıyla sınırlı kalmayacağını belirten Yaltırak, karadaki fay hatları ile deniz içindeki uzantılarının bir bütün olarak ele alınacağını, böylece sismik riskin fotoğrafının daha net çekilebileceğini ifade etti.
İTÜ’NÜN KENDİ GÜCÜYLE YÜRÜTÜLECEK
RV Sermet projesi, tamamen İTÜ'nün öz kaynakları ve akademik birikimiyle yürütülmesi açısından da dikkat çekiyor. Geminin kaptanından mühendisine, güverte personelinden araştırmacılarına kadar tüm kadro üniversite bünyesinden sağlanıyor.
Yaltırak, "İTÜ Denizcilik Fakültesi, gemi personeli, mühendisleri, yüksek lisans ve doktora öğrencileriyle bu projeye tam destek veriyor. Gemimizin demirleyeceği kendi iskelemiz de mevcut. Bu proje, İTÜ'nün bilimsel altyapısının ve insan kaynağının bir ürünüdür" diyerek sözlerini tamamladı.




















