Kamu çalışanlarının yılan hikayesine dönen ücret pazarlığı sonuçlandı ve işçi bu durumdan memnun kalmadı. Kamu Çerçeve Protokolü’nde (KÇP) yer alan düzenlemeler, hem taban ücret hem de seyyanen zam açısından sendikalar ve hükümet yetkilileri tarafından olumlu bir adım olarak sunulsa da, sahadan yükselen tepkiler bu açıklamalarla örtüşmedi.
Bu pazarlığın kazananı hükümet oldu. İşçinin istediği taban ücret 1800 liraydı verilen 1400 lira oldu. İstenilen zam yüzde 50 idi verilen yüzde 24 olarak gerçekleşti. Asıl ayak oyunu ise seyyanen verilen zamlarda ortaya çıktı. Hükümet ilk 6 ay için günlük ücretlere brüt 40 lira, ikinci 6 ay için ise brüt 50 lira seyyanen zammı uygun gördü. Yani ilk 6 ay için maaşa ek nette 960 lira ikinci 6 ay için de nette bin 200 lira ekleme yapılacak. Zamlar da 42 bin liraya eklenen seyyanen zam üzerinden yüzde 11 artışla hesaplanacak. 2026 yılı için de ilk 6 ay yüzde 10 zam, ikinci 6 ay yüzde 6 zam alınacak.
Ayrıca, yıllık enflasyonun zam oranını aşması durumunda, aşan kısım bir sonraki dönem zammına enflasyon farkı olarak eklenecek. Mart 2025 itibarıyla geçerli olacak toplu sözleşmelere, önceki dönemden kaynaklı yüzde 3,68 ek zam yansıtılacak. Sözleşme yürürlük tarihi farklı olanlar için bu oran, orantılı olarak hesaplanacak.
İŞÇİ BU ZAMMA İSYAN ETTİ
Taleplerinin hiç birini alamayan kamu işçisi seyyanen zam adı altında verilen brüt 50 liraya isyan etti. İşçi konfederasyonlarının başkanlarına ateş püsküren kamu çalışanları, “Bir adım geri atmayacağını söyleyen Başkanlar işçinin onayı olmadan bu komik zammı onayladı. Aylardır esip gürleyenler artık çocuklara bile harçlık olarak verilmeyen 50 TL’ye evet diyorlar. Çocuğa versen çocuk almaz, markete gitse 50 TL çikolata etmez.!” sözleriyle isyan ettiler.
Pek çok kamu işçisi sosyal medyada ortak bir dil kullandı. Gece yarısı ani bir şekilde protokolün imzalandığını dile getiren kamu çalışanları sosyal medya üzerinden yaptıkları paylaşımda, “İşçiye sormadan, sefaleti dayatan bir protokol imzalandı. Bu protokol bizim onayımız olmadan atılmış bir ihanettir. Grev kararları 50 lira içinmiş. Siyaset işçiye tercih edildi” ifadelerini sıkça tekrar etti. Bazı kullanıcılar ise bu zammı “sadaka”olarak nitelendirdi.
TOPLU İSTİFA ÇAĞRILARI VAR
Sağlık-Sen Genel Başkanı Mahmut Faruk Doğan’ın da desteklediği açıklamalarda, sağlık ve sosyal hizmet işçilerine yalnızca yüzde 3 ilave prim verilmesi eleştirildi. Üniversite hastanelerinde görev yapan işçilerin yok sayıldığı ifade edildi. Bazı işçi grupları ve sendikal muhalefet, TÜRK-İŞ ve HAK-İŞ’i “sarı sendika” olarak nitelendirdi. Sosyal medya üzerinden tepkilerini dile getiren kamu çalışanlarının bir diğer dillendirdikleri konu ise toplu istifa çağrısı oldu. Toplu istifa çağrısı yapan işçiler, protokolün “rezil bir anlaşma” olduğunu, işçilerin yoksulluk sınırının altına itildiğini vurguladı. “Masada işçiyi sattınız, bunun hesabını vereceksiniz!, ‘süreç bitti mücadele bitmedi” söylemleri de sıkça dile getirilen cümleler arasında yer aldı.
SÖZLEŞME TİYATROSUNDA HÜKÜMET KAZANDI
Kamu çalışanlarının hükümetle yaptığı zam pazarlığını tiyatroya benzeten Tüm İşçi Sendikaları Konfederasyonu Başkanı Mahmut Şahin, Karar Ekonomi’ye yaptığı açıklamada, işçinin istediği zammı alamamasındaki temel nedenin işçi konfederasyonları olduğunu söyledi. Şahin, “İşçiye istediği zammın verilip verilmediğini konuşmak yerine sendikacılığı konuşmak gerekiyor. Çünkü mesele sendikacılık uygulamasında düğümleniyor. Bu ülkede sendikalar işçi tarafından seçilmiyor, iktidarlar ve belediyeler yani patronlar tarafından seçiliyor. Dolayısı ile kendisini seçene karşı bir sorumluluk hissediyor. 8 aylık tiyatro bitti. Hükümet açısından kazanım, işçi açısından rezalet bir anlaşma yapıldı. Yetkili sendikalar ilk günden biliyorlardı bu durumu. Fakat ilk günden kabul edilmesi rezaleti örtemeyeceği için süre çeşitli sebeplerle uzatıldı. İşçinin heyecanı kırıldı, 7 aydır zam alamayan işçi bir an evvel verilsin de ne olursa olsun moduna düşürüldü. Nasıl olsa 7 aylık zammı topluca alır ve öfkesi diner dediler. Dedikleri de oldu” diye konuştu.
İşçinin eline geçecek net rakam yerine ısrarla, zam yüksek görünsün diye brüt maaşın söylendiğini belirten Şahin, şöyle devam etti:
“Aslında işçinin eline geçecek rakam %20 daha aşağısı. Sendikalar da aynı mantıkla aidat topluyor. İşçinin eline geçen net rakamdan değil, çok aidat almak için işçinin brüt ücreti üzerinden 1 yevmiye alırlar ki bu da işçinin eline geçen rakamın yaklaşık 1,5 gününe denk gelir. Sonuçta, sendikaları seçen hükümet memnun, arkasına iktidar gücünü alan ve milyar milyar aidat alan sendikalar da memnun. İşçi mi..? Sendikasını seçene kadar sürünmeye devam.”
