DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, partisinin “Barış ve Demokratik Toplum Buluşmaları” kapsamında Muğla’nın Menteşe ilçesinde düzenlenen halk buluşmasında konuştu. CHP’li belediyelere yönelik operasyonlara tepki gösteren Bakırhan, yargının siyasi araç haline getirildiğini savunarak, “Demokrasi ve hukuku olmayan bir sistem kimseye kazandırmamıştır” dedi.
Partisinin yöneticileriyle birlikte Gazi Mustafa Kemal Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen toplantıya katılan Bakırhan, Türkiye’nin demokratikleşme ihtiyacına dikkat çekti ve yaşanan sürecin yalnızca Kürtler ve iktidar arasındaki bir mesele olmadığını belirtti.
“Ben Muğlalıların yediden yetmişe bu süreci desteklemesi gerektiğini belirtmek istiyorum. Çünkü bu süreç sadece bir DEM Parti, AK Parti süreci değil. Sadece bir Kürtler ve iktidar görüşmesi değil. Demokratik toplum sürecidir. Türkiye'nin demokratikleşmesidir. Kürt meselesinin yüz yıl sonra demokratik bir şekilde çözülmesi için aynı zamanda bir fırsat kapısıdır. Umarım bu fırsat kapısını hep birlikte değerlendiririz.”
Orta Doğu’daki kriz ortamının Türkiye’yi de etkilediğini söyleyen Bakırhan, Türkiye’nin toplumsal barışa ve demokratik bir zemine ihtiyacı olduğunu vurguladı:
“Orta Doğu yeniden şekillenirken, Türkiye de yeniden kendisine demokratik bir zemin, demokratik yol bulmak durumundadır. (…) En doğru yolu, kendi toplumsal barışımızı, iç barışımızı sağlamak; Kürt ve Türklerin yüz yıl sonra tekrar kardeşçe, eşitçe bir zeminde yaşamalarını sağlayacak bir süreci inşa etmektir.”
“SAYIN ÖCALAN’IN ÇAĞRISIYLA YENİ BİR UMUT ORTAYA ÇIKTI”
Bakırhan, konuşmasında Abdullah Öcalan’ın çağrısıyla yeni bir barış süreci umudunun doğduğunu da belirtti:
“Türkiye'de de yeni bir umut ortaya çıktı Sayın Öcalan’ın çağrısıyla birlikte. Tekçi, katı ulus merkeziyetçi zihniyet yerine kapsayıcı, demokratik, herkesin eşit yurttaşlar olduğu (…) bir zemin inşa etmek gerekiyor.”
Bakırhan, bu dönemde atılması gereken adımların iktidarın güven vermesiyle mümkün olabileceğini ifade etti:
“İktidar halkın bu kaygılarını, bu sürece dönük güvensizliğini ortadan kaldıracak adımlar atmalı. (…) Ama dikkat edin, bunlar yerine her gün yine belediyelere operasyon oluyor. (…) Nedir kayyum atamak, belediye başkanlarını tutuklamak, hukuku keyfi bir şekilde mağduriyetin başında bir sopaya dönüştürmek? Akıl işi midir?”
“KAYYIM BELEDİYELERİNDE YOLSUZLUĞUN ALASI VAR”
CHP’li belediyelere yönelik yolsuzluk iddiaları hakkında da konuşan Bakırhan, bu iddiaların yargı süreciyle aydınlatılması gerektiğini söyledi ve şöyle devam etti:
“Yok ‘hırsızlık, yolsuzluk varmış.’ Hırsızlık, yolsuzluk varsa mahkemeler var, açar soruşturmayı, öyle mi? Adam belediye başkanıdır, nereye kaçacak? (…) Ama eğer hırsızlık, yolsuzluk arıyorsan vallahi kayyım belediyelerine git. Hırsızlığın, yolsuzluğun, usulsüzlüğün alası var.”
Bakırhan, barışın yalnızca Kürtler için değil, Türkiye'nin tüm toplumsal kesimleri için inşa edilmesi gereken bir hedef olduğunu vurguladı:
“Biz sadece bir Kürt barışı sağlamayacağız. Biz büyük Türkiye barışından bahsediyoruz. Biz Muğla'nın mutlu olmadığı bir barıştan ne anlarız? (…) Daha demokratik bir cumhuriyet; herkesi kapsayan bir cumhuriyet; herkesin güçlü aidiyet bağlarıyla bağlı olduğu bir cumhuriyet inşa edelim.”
“DEM PARTİ BU HUKUKSUZLUKLARIN KARŞISINDA DURMAYA DEVAM EDECEK”
Sözlerini iktidara çağrıda bulunarak tamamlayan Bakırhan, barış sürecinin tarafsız, kapsayıcı ve demokratik zeminde ilerlemesi gerektiğini vurguladı:
“İktidarın, PKK’nin silah bırakmayı planladığı bir süreçte, antidemokratik uygulamalarla kendisini tartıştıran değil; demokratik açılımlarla, adımlarla, demokrasinin gereklerini yerine getirerek anılması gerektiğini belirtmek istiyoruz. Türkiye'nin demokrasiye ihtiyacı var. Muğla'nın demokrasiye ihtiyacı var. DEM Parti de bunu sesli bir şekilde demeye devam edecektir.”