ABD Başkanı Donald Trump, yaklaşık 20 yıldır Suriye’ye uygulanan yaptırımları sona erdiren yeni bir başkanlık kararnamesine imza attı. Beyaz Saray’dan yapılan yazılı açıklamada, kararın Suriye’de istikrar ve barışa yönelik adımların bir parçası olduğu belirtildi. Açıklamada, “Başkan Trump, istikrarlı, birleşik ve kendi içinde ve komşularıyla barış içinde olan bir Suriye'yi desteklemeye kararlı” ifadelerine yer verildi.
Beyaz Saray’ın resmi internet sitesinden yayımlanan açıklamaya göre, kararnameyle birlikte Suriye’ye yönelik genel yaptırımlar kaldırıldı. Ancak insan hakları ihlalleriyle bağlantılı kişi ve gruplar üzerindeki yaptırımların sürdürüleceği belirtildi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Başkan Donald J. Trump bugün, Suriye'nin istikrar ve barış yolunu desteklemek için Suriye yaptırımlar programını sonlandıran tarihi bir Başkanlık Kararnamesi imzaladı."
ESAD'IN ORTAKLARI VE IŞİD'E BAĞLI GRUPLARA YAPTIRIM DEVAM EDİYOR
Kararname, Suriye'ye yönelik yaptırımları kaldırırken, Beşar Esad, Esad'ın ortakları, insan hakları ihlalcileri, uyuşturucu kaçakçıları, kimyasal silah faaliyetleriyle bağlantılı kişiler, IŞİD veya bağlı gruplar ve İran vekilleri üzerindeki yaptırımları koruyor.
Kararname, Dışişleri Bakanı'na, Esad rejimini işlediği zulümlerden dolayı hedef alan Caesar Yasası uyarınca, belirli kriterler karşılandığında yaptırımların tamamen veya kısmen askıya alınmasını değerlendirme talimatı veriyor.
Kararname, belirli mallar üzerindeki ihracat kontrollerinin gevşetilmesine izin veriyor ve Suriye'ye belirli dış yardımlardaki kısıtlamaları kaldırıyor.
HTŞ VE AHMED ŞARA'NIN STATÜSÜ YENİDEN DEĞERLENDİRİLECEK
Kararname, Dışişleri Bakanı'na, Hay'at Tahrir al-Sham'ın (HTŞ) Yabancı Terör Örgütü olarak sınıflandırılmasını gözden geçirme talimatı veriyor.
Kararname, Dışişleri Bakanı'na, HTŞ ve Ahmed Şara'nın Özel Olarak Belirlenmiş Küresel Terörist statüsünü gözden geçirme talimatı veriyor.
Kararname, Dışişleri Bakanı'na, Suriye'nin Terörü Destekleyen Devlet statüsünü gözden geçirme talimatı veriyor.
Kararname, Dışişleri Bakanı'na, Suriye'de istikrarı desteklemek için Birleşmiş Milletler’de yaptırımların hafifletilmesi yollarını araştırma talimatı veriyor.
TRUMP'IN SURİYE HÜKÜMETİNDEN BEKLENTİLERİ
Beyaz Saray’ın açıklamasında, Trump yönetiminin Suriye’nin geleceğine dair beklentilerine de yer verildi:
“Başkan Trump, istikrarlı, birleşik ve kendi içinde ve komşularıyla barış içinde olan bir Suriye'yi desteklemeye kararlıdır. Başkan Trump, Suriye'nin başarılı olmasını istiyor ancak bu, ABD çıkarları pahasına olmayacak. Yapıcı bir şekilde yeniden angaje olmayı amaçlarken, bu Yönetim, tüm tehditlere karşı tetikte olacak ve temel önceliklerdeki ilerlemeyi izleyecek: İsrail ile ilişkileri normalleştirme yönünde somut adımlar atma, yabancı teröristlerle mücadele, Filistinli teröristleri sınır dışı etme ve Filistinli terörist grupları yasaklama, ABD'nin IŞİD'in yeniden canlanmasını önlemesine yardım etme ve kuzeydoğu Suriye'deki IŞİD gözaltı merkezlerinin sorumluluğunu üstlenme.”
RUBİO VE BARRACK’TAN DESTEK
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda, kararı desteklediğini belirterek, “Başkan Donald Trump'ın ‘Suriye Yaptırımlarının Kaldırılmasına İlişkin Başkanlık Kararnamesi’ uyarınca, ABD, istikrarlı, birleşik ve kendi içinde ve komşularıyla barış içinde olan bir Suriye'yi desteklemek için ilave önlemler almaktadır. ABD'nin yaptırımları, Suriye'nin geleceğine engel teşkil etmeyecektir” ifadelerini kullandı.
ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack ise Trump ve Rubio’ya teşekkür ederek, “Başkan Donald Trump ve Dışişleri Bakanı Marco Rubio'ya Orta Doğu'da barış ve refahın yeni dokusuna cesurca önemli bir Suriye ipliği eklemeye devam ettikleri için teşekkürler” paylaşımında bulundu.
20 YILLIK YAPTIRIMLAR SONA ERDİ
ABD, Suriye’ye yönelik ilk kapsamlı yaptırımları 2004 yılında dönemin Başkanı George W. Bush döneminde uygulamaya başlamıştı. “Terörizme destek”, “Irak’taki direnişi teşvik” ve “Lübnan’daki istikrarı tehdit” gibi gerekçelerle başlatılan yaptırımlar yıllar içinde giderek genişletilmişti.
Yaptırımlar, ticaret, finans, enerji ve yatırım alanlarında ağır kısıtlamalar içerdi. ABD’li şirketlerin Suriye ile ticaret yapması yasaklanırken, Suriye rejimiyle çalışan kişi ve kuruluşlar da yaptırım listelerine alındı.
2011 yılında iç savaşın başlamasıyla birlikte Obama yönetimi, Beşar Esad rejimini doğrudan hedef alan yeni yaptırımlar uygulamaya koydu. Enerji sektörü, bankacılık sistemi ve rejim yetkilileri bu çerçevede yaptırım listelerine alındı.
En kapsamlı adım ise 2020 yılında yürürlüğe giren “Caesar Suriye Sivil Koruma Yasası” ile atıldı. Bu yasa, rejimle iş yapan yabancı kişi ve kurumlara da yaptırım uygulanmasını öngörerek uluslararası çapta baskıyı artırmıştı.
Yaptırımların diplomatik ve sembolik etkileri de oldu. ABD, 2012’de Şam’daki büyükelçiliğini kapattı ve Suriye’yi “teröre destek veren devlet” olarak tanımladı. Ancak uygulanan yaptırımlar, doğrudan askerî ambargo ya da abluka şeklinde olmadı.