Avrupa Birliği (AB) ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Suriye'de son günlerde artan şiddet olaylarına karşı ortak bir duruş sergiledi. Ancak iki tarafın açıklamalarındaki vurgular, Suriye krizine yaklaşımlarındaki farklılıkları da gözler önüne serdi.
'ESAD YANLISI GRUPLARIN SALDIRILARINI KINIYORUZ'
AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Servisi (EEAS) Sözcüsü Anitta Hipper, Suriye'nin kıyı bölgelerinde geçici hükümet güçlerine yönelik saldırılar düzenlediği iddia edilen Esad yanlısı grupları şiddetle kınadı. Hipper, yaptığı yazılı açıklamada, "Siviller, uluslararası insancıl hukuka tam saygı çerçevesinde her koşulda korunmalıdır." ifadelerini kullandı. AB, ayrıca tüm dış aktörleri Suriye'nin egemenliğine, birliğine ve toprak bütünlüğüne saygı göstermeye çağırdı. Hipper, "AB, istikrarı baltalamaya ve Suriyelilerin çeşitliliğine saygılı, kapsayıcı bir barış sürecinin önündeki engelleri artırmaya yönelik her türlü girişimi kınamaktadır." dedi.
İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) ve diğer yerel kaynaklar, Suriye'nin batısında Alevi sivillere yönelik mezhep temelli saldırıların arttığını bildirdi. Bu saldırılarda, yeni hükümete bağlı güçlerin de rol oynadığı iddia ediliyor. Bölgede yaşanan çatışmalar, Suriye'deki kırılgan dengeleri bir kez daha gözler önüne serdi.
'RADİKAL İSLAMCI TERÖRİSTLERİ KINIYORUZ'
ABD ise açıklamasında farklı bir ton kullanarak, Suriye'nin batısında faaliyet gösteren radikal İslamcı terörist grupları hedef aldı. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, yaptığı açıklamada, "ABD, yabancı cihatçılar da dahil olmak üzere radikal İslamcı teröristleri kınamaktadır. Hristiyanlar, Dürziler, Aleviler ve Kürtler de dahil olmak üzere Suriye'nin dini ve etnik azınlıklarının yanındayız." ifadelerini kullandı. Rubio, Suriye geçici yetkililerini, azınlıklara yönelik saldırıların faillerini adalete teslim etmeye çağırdı.
AB VE ABD FARKLI TUTUM SERGİLİYOR
AB'nin Esad yanlısı grupları hedef alan açıklaması ile ABD'nin radikal İslamcı gruplara odaklanan tutumu, iki tarafın Suriye krizine yaklaşımlarındaki farklılıkları ortaya koydu. AB, Suriye'deki tüm tarafları kapsayıcı bir barış sürecine davet ederken, ABD daha çok terörle mücadele ve azınlıkların korunmasına vurgu yaptı.
