Yalova’da infial yaratan Güllü’nün şüpheli ölümüyle ilgili yürütülen soruşturmada, davanın tüm dengelerini değiştirecek sarsıcı bir gelişme yaşandı. Dosyaya sunulan kapsamlı bilimsel mütalaa, "kaza" ihtimalini teknik verilerle çürütürken; gözler "müşteki-şüpheli" sıfatıyla ifade veren Tuğberk ve meçhul bir sigorta poliçesine çevrildi.
"KAZA DEĞİL, DIŞARIDAN GELEN BİR İVME"
Soruşturmanın seyrini belirleyecek en somut adım, müşteki avukatı Sevilay Demirsu tarafından UYAP sistemine yüklenen 40 sayfalık bilimsel mütalaa oldu. Uzman görüşlerine dayanan rapor, ölümün fiziksel koşullarını mercek altına alıyor.
Avukat Demirsu, raporun içeriğini şu sözlerle özetledi:
"Dosyaya sunduğumuz bilimsel rapor, maktulün ölümünün bir kaza olmadığını bilimsel verilerle ortaya koyuyor. Raporda, maktulün bir veya birden fazla kişinin itmesi veya dışarıdan kazandırılan bir ivme ile düştüğüne dair kesin bulgular mevcut. Artık kaza senaryosu bilimsel olarak çökmüştür."
OKLAR "MÜŞTEKİ-ŞÜPHELİ" TUĞBERK’E Mİ DÖNÜYOR?
Davanın kilit isimlerinden Tuğberk’in, dün savcılık makamında "müşteki-şüpheli" sıfatıyla ifade vermesi, soruşturmanın ciddiyetini bir üst seviyeye taşıdı. Avukat Demirsu, ceza yargılamasında "sıfatların" delillere göre her an değişebileceğine dikkat çekerek, Tuğberk’in olayla bağlantısına dair yeni delilleri savcılığa sunmaya devam ettiklerini belirtti.
"Bir cinayet soruşturmasında en kritik sorulardan biri, bu ölümden kimin fayda sağladığıdır" diyen Demirsu, davanın odağını maddi menfaat eksenine kaydırdı.
POLİÇE BİLMECESİ: ÖLÜMDEN 4 GÜN SONRA GELEN BAŞVURU
Soruşturmanın bir diğer kritik ayağını ise başlangıçta "yok" denilen ancak bir maddi hata sonucu gizli kaldığı iddia edilen sigorta poliçesi oluşturuyor. Avukatın iddiasına göre:
-
Güllü’nün ölümünden sadece dört gün sonra bireysel emeklilik poliçesi üzerinden başvuru yapıldı.
-
Poliçedeki paranın çekildiği yönünde güçlü ihbarlar bulunuyor.
-
Bu "fayda" sağlama durumunun netleşmesi, şüpheli sıfatlarının netleşmesinde kilit rol oynayacak.
MİRAS DEĞİL, ADALET: DEVLET KORUMASI TALEBİ
Müvekkilleri Kader Tut ve Raşit Günyer hakkındaki "miras peşindeler" iddialarını kesin bir dille reddeden Demirsu, dikkat çekici bir hukuki hamle yaptı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na başvuran aile; Güllü’nün torunu Azra Karmen’in devlet korumasına alınmasını ve maktulden kalan tüm mal varlığının çocuk reşit olana kadar "devlet güvencesine" devredilmesini talep etti.
Bu hamle, kardeşlerin süreci maddi bir beklentiyle değil, yalnızca "cinayetin aydınlatılması" amacıyla takip ettiklerinin en somut kanıtı olarak sunuldu.
