Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Aile ve Kültür-Sanat Sempozyumu’nda yaptığı konuşmada Türkiye’de doğurganlık oranının kritik seviyenin altına düştüğünü belirterek “Alarm zilleri çok yüksek sesle çalıyor” uyarısında bulundu. Kadınların çocuk yetiştirme konusunda yeterli desteği görmediğini vurgulayan Erdoğan, “Beyler alınmasın, kusura da bakmasın; yükün büyük kısmı kadınların omuzlarında” dedi. Gençlerin daha geç yaşlarda evlendiğine dikkat çeken Erdoğan, aile yapısını güçlendirmek için atılan adımları hatırlatarak, “Evlenecek çiftlere yılbaşından itibaren daha fazla destek vereceğiz” ifadelerini kullandı.
Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle;
"Bazı kurumlar vardır ki, istikbale yön verir. Aile, bu müesseselerden biridir. Aileye baktığımızda milleti görürüz. Aile, kimlik ve kültürün yaşatıldığı bir okul hükmündedir. Aile mektebinde yetişen bireyler ne kadar bilgili şuurlu olursa toplum da o derece güçlü olur. Bireyi güçlendirmeden aileyi, aileyi güçlendirmeden de milleti ve devleti yaşatamazsınız. Geleceğe emin adımlarla yürümek istiyorsak bu silsileyi özenle korumamız gerekiyor. Hepimize çok önemli vazifeler düştüğü kanaatindeyim. Öğretmenlerimizden anne babalarımıza, bu konuda hepimiz elimizi taşın altına koymakla mükellefiz. Aksi taktirde arzu ettiğimiz nesilleri yetiştiremeyiz. Tıpkı aile gibi kültür ve sanat da bizi, değerlerimizi yansıtır. Kuşaklar ve insanlar arasında bağ kuran alanların başında hiç şüphesiz kültür sanat gelir. Bu konuda dünyanın imrenerek baktığı bir birikimin sahibiyiz.
Küresel kapitalizmin yeni cepheler açtığı, kültürel emperyalizm ve dijital kuşatmanın dünyada şiddetini artırdığı bir dönemde aile kurumunun üzerinde titriyoruz. Cinsiyetsizleştirme gibi dayatmalara ve LGBT gibi sapkın akımlara karşı gerekli önlemleri alıyor, en küçük bir tavize, ihmale, rehavete mahal vermiyoruz. Sosyal medya ve dijital mecralarda aileyi ve mukaddes değerlerimizi hedef alan içeriklerle mücadele ediyoruz.
"FELAKETİ YAŞIYORUZ, ALARM ZİLLERİ ÇALIYOR"
Nüfusumuz artıyor fakat nüfus artış oranımız azalıyor. Toplam doğurganlık oranı nüfusun kendisi yenileme seviyesinin altında. TÜİK'in açıkladığı verilere göre geçtiğimiz yıl ölçülen toplam doğurganlık hızı 1,48. Şu anda bir felaketi yaşıyoruz. Geleceğimiz açısından alarm zilleri çok yüksek sesle çalıyor. Bu ülkenin istikbalini düşünen hiç kimse buna kayıtsız kalamaz.
"KADINLAR ÇOCUK YETİŞTİRME KONUSUNDA EŞLERİNDEN GEREKLİ DESTEĞİ GÖREMİYOR"
Bir diğer önemli konu da şu; 2022 verilerinde istihdamda olan kadınların toplam doğurganlık hızı 1,38. İstihdamda olmayan kadınların doğurganlık hızı 1,72 olduğunu görüyoruz. Çalışma hayatının doğurganlık hızı üzerinde etkisi olduğunu görüyoruz. Bundaki temel etken şehirde kadınların giderek daha fazla yalnızlaşmasıdır. Beyler alınmasın, kusura da bakmasın, kadınlar çocuk yetiştirme konusunda eşlerinden gerekli desteği göremiyor. Yükün büyük bir bölümü kadınların omuzlarında. Hz. Peygamberimiz şöyle diyor; 'Kadınlar erkeklerle birlikte bir bütünü tamamlayan diğer yarılarıdır.' Mesele budur. Evlat sahibi tüm babalara eşlerine daha fazla destek olmaları çağrısında bulunuyorum.
Veriler bize gençlerimizin daha geç yaşlarda evlenmeleri tercih ettiğini gösteriyor. Kadınlar için 2024'te evlenme yaşı 25,8, erkekler için 28,3'e yükseldi. Toplum olarak giderek daha fazla bireyselleşiyoruz. Yanlış yaşlayan fertlerden oluşan tek kişilik hane halkı puanı yüzde 20'ye çıktı. Bu oran yıldan yıla artıyor. Aile kurumuna yönelik çalışmalarımıza hız verdik. 2025 senesini aile yılı ilan ettik. Evlilik öncesi eğitim, aile eğitimini devreye aldık. Dünya evine girecek gençlerimize faizsiz kredi desteği sunduk. Evlenecek gençlerimize yılbaşından itibaren daha yüksek tutarlarda destek vereceğiz. Doğum yardımlarımıza da ivme kazandırdık. Önümüzdeki 10 seneyi Aile ve Nüfus 10 yılı olarak ilan ettik. "
