Bayram tatilinde hem yurt içi hem yurt dışı tatilcilerin sıkça dile getirdiği “pahalılık” algısı, sosyal medyada ve kamuoyunda geniş yankı uyandırırken, Peninsula Corporate Finance Yönetici Ortağı Fatih Keresteci, konuya dair dikkat çeken bir değerlendirme paylaştı. Keresteci, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, Türkiye’deki fiyat artışlarının sadece maliyet ya da kur etkisiyle açıklanamayacak kadar derin yapısal nedenleri olduğunu belirterek, “Pahalı olduğumuzu kanıtlama ihtiyacı duymuyorum. Herkesin zihninde bu konuda bir örnek zaten vardır. Ancak asıl sorun, ‘pahalı kalitesizlik’ kavramında gizli” dedi.
“VERİLERE DAYANMAYAN POLİTİKALAR HATA ÜRETİR”
Ekonomim'in haberine göre Keresteci, mevcut ekonomi yönetiminin politikalarını değerlendirirken, analizlerin sağlıklı verilerle desteklenmemesi durumunda kamu politikalarının da hatalı sonuçlar doğurabileceğini vurguladı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) gibi kurumlardan gelen verilerin güvenilirliğine yönelik tartışmalara dikkat çeken Keresteci, Merkez Bankası gibi kilit kurumların mali piyasaları iyi bilen, uluslararası deneyime sahip uzmanlarla çalışmasının önemine işaret etti.
TÜRKİYE NEDEN BU KADAR PAHALI? İŞTE DÖRT TEMEL NEDEN:
1. YANLIŞ FİYATLANAN VARLIKLAR: ÖZELLİKLE GAYRİMENKUL
Keresteci’ye göre Türkiye'deki pahalılığın temel nedenlerinden biri, varlık fiyatlarının gerçeklikten kopmuş olması. Özellikle konut ve kira fiyatlarındaki artışa dikkat çeken ekonomist, TÜİK verilerinin de bu durumu doğruladığını belirtti. “Alt gelir grubundaki hanelerde konut harcamalarının toplam içindeki payı %33’ü geçmiş durumda. Kira piyasasına müdahaleler, %25 tavan uygulamaları veya ikinci konut vergilendirmesi gibi yüzeysel önlemler, sorunu çözmekten uzak” dedi.
2. Yolsuzluk: Dolaylı ve Doğrudan Maliyet Üretiyor
Keresteci, Türkiye’nin 2024 Yolsuzluk Algı Endeksi’nde 107. sırada yer aldığına dikkat çekerek, bu durumun yalnızca kamu maliyesi açısından değil, fiyatların genel seviyesi üzerinde de ciddi etkiler yarattığını söyledi. “Dünyanın en pahalı altyapı yatırımlarından bazılarını gerçekleştiriyoruz. Bu tabloyu açıklamak kolay değil. Yolsuzluk artık sadece etik bir sorun değil, somut bir maliyet kalemi” ifadelerini kullandı.
3. VERİMSİZLİK: EĞİTİM TEMELLİ BİR SORUN
Türkiye ekonomisinde verimlilik sorununun yapısal hale geldiğini savunan Keresteci, bunun temel nedenlerinden birinin eğitim sistemindeki nitelik kaybı olduğunu söyledi. “Liyakat, ehliyet ve kabiliyet alanlarında ciddi zaaflarımız var. Uluslararası eğitim endekslerinde de bunu açıkça görüyoruz. Bu da tüm sektörlerde kalite düşüşüne ve maliyet artışına yol açıyor.”
4. AHLAKİ EROZYON VE FIRSATÇILIK
Keresteci, son olarak ahlaki zafiyetin fiyatların üzerinde yarattığı etkiye değindi. “Urla’da vasat bir kalamar 800 TL, komşu ülkelerde çok daha kaliteli bir porsiyonun fiyatı 7 Euro. Bu sadece kur farkıyla açıklanamaz. Fırsatçılık ve ahlaki tehlike (moral hazard) bu noktada devreye giriyor” dedi.
“GERÇEKÇİ VE GÜVENİLİR POLİTİKALAR İÇİN VERİ KALİTESİ ŞART”
Keresteci, açıklamasını ekonomi yönetimine çağrıda bulunarak tamamladı: “Piyasanın nabzını tutmak ve doğru analizlerle ilerlemek için yalnızca resmi veriler değil, reel sektör deneyimi ve uluslararası perspektif de masada olmalı. Ancak bu şekilde ‘pahalı kalitesizlik’ döngüsünden çıkabiliriz.”