Suriye’de Esad’ın devrilip yeni hükümetin kurulmasının ardından gözler Türkiye’de yaşayan Suriyeli sığınmacılara çevrildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Nisan ayında yaptığı açıklamada 8 Aralık’tan itibaren 200 bin Suriyeli’nin ülkelerine geri döndüğünü söyledi. Sığınmacıların okullar kapandıktan sonra dönüşünün hızlanacağı belirtilse de Sığınmacı Hakları Platformu Sözcüsü Taha Elgazi, Suriye’deki sorunlara vurgu yaparak dönüşlerin daha uzun süreceğini söyledi.
Yıllardır Türkiye’de yaşayan ve Suriyeli sığınmacılarla ilgili çalışmalar yapan Sığınmacı Hakları Platformu Sözcüsü Taha Elgazi, Suriyeliler’in ülkelerine geri dönme sürecini KARAR’a anlattı. Türkiye’deki Suriyeliler’in yüzde 70’inin ülkelerine dönme niyetinde olduğunu vurgulayan Elgazi, Aralık’tan günümüze kendi tespitlerine göre 300-320 bin Suriyeli’nin ülkelerine geri döndüğünü açıkladı. Elgazi, bu sayının daha da artacağını, ancak ülkedeki sorunların bunu ertelediğini belirterek şunları söyledi:
320 BİN KİŞİ DÖNDÜ
“Şu an bizim elimizdeki araştırmalara göre yaklaşık 300-320 bin kişi geri döndü. Bunların çoğu Halep ve Şam, Humus, Hama’ya döndü. Aslında bu sayı yükselecek ama dönüş şartları şu an mevcut değil. Türkiye'deki yaşayan Suriyeli sığınmacı ailelerin yüzde 70'i Suriye'ye dönme kararında. Ama dönseler bile evleri şu an yok ortada. Özellikle Hama, Humus gibi, Deyrizor ve Halep'in doğu bölgesi yerle bir oldu. Elektrik yok, altyapı yok, yollar yok, okullar yok, hastane yok. Nereye dönecekler insanlar? Önce Suriyeli işadamları gidip iş alanı açsınlar. Suriyeli gençlerimiz yavaş yavaş dönerler. Ama orada iş ortamı da şu an mevcut değil. Maalesef güvensiz bir noktada. Şimdi biz yurt dışındaki milyonlarca Suriyeliyi yüklersek oradaki halkın üstüne, burada devletin üzerine ağır bir yük olacak. Burada devlet çökebilir. Suriye yönetimi vatandaşlarına ‘Gelin ülkeyi yeniden inşa edelim’ çağrısında bulunuyor. Ama ülkeye dönmek isteyenlerin en azından bir faydası olsun. Yük olarak gelmesin. Suriye Dışişleri Bakanlığı geçenlerde Almanya'da bulunan Suriyeli sığınmacılarla alakalı, ‘Almanya'da yaşayan Suriyeli sığınmacılar rahat bir şekilde yaşıyorlar, çalışıyorlar. Onların dönmesini biz isteriz ama şu an değil.’ Dedi. Bu konunun sosyolojik boyutu da çok önemli. Gençler iş bulamazlarsa, işsizlik oranı büyük olursa ne olacak? O zaman gençler nereye gidecek? Allah korusun şiddete, çeteleşmeye, gayrimeşru işlere.”
DÜRZİLER İŞGALE BAHANE
İsrail’in Dürzileri bahane ederek işgal girişiminde bulunduğuna dikkat çeken Elgazi, son dönemdeki çatışmalar ve İsrail’in işgal girişimlerinin de ülkeye geri dönüşleri olumsuz etkilediğini söyledi:
“Medyada yer alan bazı Dürzi kişilerin ifadeleri, sözleri, İsrail'den himaye talepleri Dürzi toplumunu temsil etmez. Dürzilerin çoğu hatta kanaat önderleri, devletin hükümetin yanındalar. İsrail aslında yıllardır yaptığını devam ediyor. Dürziler üzerinden Suriye'nin iç siyasetine karışıyorlar. Askeri noktaları bombalarken, Dürzileri desteklediklerini söylüyorlar. Bu çatışmalar tabii ki de Suriyeli ailelerin, dönme kararı varsa da bir adım arkaya aldı. İsrail sadece Suriye'nin güney bölgesi değil, her yeri bombalıyor. Halep'e kadar bombaladı. Esed rejiminin tanklarından bombalarından kurtulduk ama şimdi de İsrail çıktı deniliyor.”
ÇOCUKLAR ARAPÇA BİLMİYOR
Türkiye’de okuyan çocukları da hatırlatan Elgazi, özellikle burada doğan çocukların Arapça bilmediğini, ülkelerinde yaşadıkları zorlukları da şu sözlerle anlattı:
“Gençler sonunda dönecekler. Ama Türkiye'de yıllardır yaşayan ve Türkiye'de çocuğu doğan ya da çocukları okullarda olan ailelerin dönmeleri şu an mümkün değil. Bazı aileler döndüler. ‘Bizim çocuklarımız kendi halkları, kendi vatanlarında kendilerini yabancı görüyorlar.’ diyorlar. Çünkü Arapça bilmiyorlar. Öğrencilerin çoğu Suriye'ye döndükten sonra okuldan nefret ediyor, okulu bırakıyor. Türkiye'de bulunan bazı Suriyeli STK'lar yeni hükümetle iletişime geçtiler. Bu STK’lar Suriye’ye gittiklerinde oradaki kurumlarla ya da Suriye temsilcileri Türkiye’ye geldiğin de buradaki STK’larla görüşüyor. Suriyeli sığınmacıların durumunu tespit edip önümüzdeki aşamada ne yapabiliriz, hangi noktada bir işbirliği olabilir, nasıl daha faydalı bir adım atabiliriz şeklinde görüşüyorlar.”